Pazar, Mayıs 28, 2006

ŞİİR OTELİNİNİN KONUKLARI



CANSEVER’İN ŞİİR DÜNYASINDAKİ KİŞİLER


Edip Cansever’in şiirinde kişiler, kişi tipleri ön plandadır. Onun hemen her kitabını belli kişileriyle hatırlarız. Kendine özgü karakterleriyle kişiler arasındaki ilişkilere ve bu ilişkilerde yaşanan problemlere, çıkmazlara ve sıkıntılara yönelen Cansever’in şiirlerini unutulmaz kılan ya da hatırlanmasını kolaylaştıran unsurlarından biri de şiir kişileri değil midir? Belki de en değerli armağan olarak, ötekine yalnızlık veren kişiler: gölgeleri ve ayak izleri olmayan...

Kimler var Cansever’in şiir dünyasında? Şiir otelinin müşterileri kimlerdir? Çağrılmayan Yakup: Kurbağalara bakmaktan gelir, kendine bilinmeyenler yaratır, çöllerden ve kızgın güneşlerden icatlar yapar. “Öyle bir Yakup ki bu, onca din kitaplarının sözünü bile etmediği/Kimsenin sözünü bile etmediği bir Yakup”(Yeniden, s. 201, Cem Yy., 1981)

Dökümcü Niko ve Arkadaşları: insanları tanımlarken, ölçüsü o insanların iyilikleridir; şehirleri tanımlarken ölçüsü o şehirlerin büyüleridir, kendisini açıklarken ise ölçüsü, kendinin derinliklerindendir.

Fener Bekçisi Salih: “Elinden ne gelirse onu yapacaktır/ Yani bir gizliliğin, bir bilinmezliğin/ Salih’i olduğuna göre...”(s. 237)

İdris’le Konuşma: Kuşları okur içinde, ağacın kuşlarını, gemilere dadanan kuşları okur: “Büyük denizlerdeki yalnız kuşları/ Ve okuyorum yıllardır bütün yalnızlıkları.”(356)

Ruhi Bey: O da kendisiyle konuşur, kendisini sorgular: “O ben ki/ Bir kadında bir çocuk hayaleti mi/ Bir çocukta bir kadın hayaleti mi/ Yalnızca bir hayalet mi yoksa.”(403)

Aslında Ruhi Bey kitabında (Ben Ruhi Bey Nasılım) anlatılan yalnızca bir kişi değil, kişiler arası ilişkilerdir de. Bu kitapta bir kişinin, Ruhi Beyin başkaları tarafından görülmesi ve dile getirilmesi, bize birey-toplum ilişkilerindeki sorunları anlama ve değerlendirme imkanı da vermektedir.


Elbette yalnızca bunlar değildir Cansever’in şiirlerinde soluk alan insanlar.

Daha pek çok kişiyi hatırlamak mümkündür: Bezik oynayan kadınları, Cemal’in iç konuşmalarını, Manastırlı Hilmi Beyi, Seniha’nın günlüğünü hatırlayabiliriz ve başkalarını... Cansever’in şiir otelinde konaklayan/yaşayan kişilerin her biri, ayrı bir inceleme konusu yapılabilir. Ve Cansever’in bütün şiir kişilerinin ya da başka söyleyişle şiirlerindeki bütün kişilerin, bir koro halinde seslendiklerini duyabiliriz:

“Ne gelir elimizden insan olmaktan başka”

(İSPİNOZ şiir dergisinin Mayıs-Haziran 2003 sayısından)

Hiç yorum yok: