Çarşamba, Mart 29, 2006



TUTULMA

sisli bir sesle
bazen paslı bir sesle
bazen sessizliğin kelimeleriyle
seslenmez miyiz

baharın sesi karışır
güzün sesine
fırtınalarda kaybolur gider
ürkek sesi özlemlerin

hayatın gürültüsünde
duyulmaz bazen
ince sesi kalbin
derin sesi

kırık ve tozlu camlarında
akıp giden günlerin
bir kilidi zorlar hep
düşlerin sesi
umutların başak rengi sesi

trajik bir dünyanın
vahşet vadilerinde
kırılır sevginin barışın sesi
içimizdeki çöllerde

yine de saklı değil midir
direncin sesi
uzak denizlerin sesi
rengarenk uçurtmaların sesi

güneşin tutulan sesi
sevdaya tutulan insanın sesi
insana tutulan insanın sesi
yaşama tutunan yüreğin sesi

duyulur mu bu sağır zamanda
kör bir çağın gözüne kaçan
sessizlik bulutlarının sesi
savrulup uçuşan küllerin sesi

bir bahar yağmuruyla arındırır mı
bir gün yeryüzünü
ve kendine bakmayı unutan insanın yüzünü
acıların boğuk sesi

sesimin toprağında büyüyen gizli çiçekleri
yollamak istiyorum doğum gününe yeni bir çağın

ama şimdilik yaralı sesimle sürdürüyorum konuşmamı
tarihin yırtılmış sayfalarında
kanlı lekeler arasında
aydınlığın sesine yaslıyorum kalbimi

ve ufuklara bakıyorum
tutulan güneşin sesi yankılanıyor içimde
yaşama tutunan insanın sesi
yol arıyor kendine, büyük şarkılara doğru...

29.3.2006

Hiç yorum yok: